Özgür Özel komisyona ilişkin yol haritasını anlattı, kayyum iddialarına yanıt verdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun casusluk suçlamasıyla tutuklanmasının ardından gündeme gelen kayyum iddialarına dair "Burada bir kayyum olasılığı falan yok. Zaten kayyum olasılığını Saraçhane’deki halkın büyük direnişi ortadan kaldırdı" dedi. Özel, Meclis'teki süreç komisyonuna ilişkin yol haritasını anlattı. Özel, "Bizim masadan kalkmamızı en çok Tayyip Erdoğan istiyor" dedi.

Özgür Özel komisyona ilişkin yol haritasını anlattı, kayyum iddialarına yanıt verdi
28 Ekim 2025 - 14:48

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun casusluk soruşturmasından tutuklanmasının ardından gündeme gelen İBB'ye kayyum atanacak mı? sorusunu yanıtladı.

Özel, sevk maddesi gereğince kayyum atanma ihtimalinin olmadığını söyledi.

CHP lideri Özgür Özel, T24'ten Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı.

Casusluk suçlamasıyla İBB’ye kayyum atanacak iddialarını da değerlendiren CHP lideri Özgür Özel, “Sevk maddesinde de tutuklama maddesinde de terör suçu olmadığı için burada bir kayyum olasılığı falan yok. Zaten kayyum olasılığını hem 19 Mart darbesinden sonra Saraçhane’deki halkın büyük direnişi ortadan kaldırdı hem de genel olarak kamuoyundaki bu konudaki tepkiler ortadan kaldırdı. O yüzden şu anda verilen mücadele, hukuki bir mücadele var mı? Evet. Siyasi bir mücadele var mı? Evet” ifadelerini kullandı.

Özel veri sızıntılarına dair "Bu olaylar ortada duruyor. Şimdi efendim siz veri sızdırdınız, casussunuz. Bir kere bizim dönemimizde sızan bir veri yok. Hani bir veri sızdırmaya kalksak, Murat Bey samimiyetle söylüyorum, kime sızdıracaksak, der ki kardeşim bu zaten bizde var der. Bir veriyi kaç kere alacak adamlar Türkiye'den?” diye konuştu.

Casusluk soruşturmasına dair "İstanbul'un Cumhuriyet Başsavcısı kayda geçirdi, bir İngiliz ajanı, Türkiye'den bir Türk casusluk faaliyeti içinde diye. Bugün İngiliz başbakanı geliyor. Normalde bu tip durumlar yıllarca sarılmayacak yaralar açar iki ülke ilişkilerinde" diye Özgür Özel, Eurofighter alımına ilişkin ise Türkiye'nin alımını desteklediğini söyledi.

"AK PARTİ, KENDİ SUÇUNU BİZİM KUCAĞIMIZA ATIP KAÇMAYA ÇALIŞIYOR"

Özel, CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik casusluk suçlaması hakkında “Terörle ilişkilendirmeye çalıştık, üstüne kayyum dedik, Kent Uzlaşısı üzerinden bir şey yapmayı denedik, olmadı. Siz kazandınız. Yolsuzluk, hırsızlık dedik, rüşvet dedik, millet inanmadı, siz kazandınız. Gelin bakalım, şimdi casuslukta kapışalım. Yani yeni bir perde açıyorlar. Tabii iddialar git gide daha kabul edilemez bir noktaya geliyor. Bakın biz Ekrem Bey'le yıllardır birlikte siyaset yapıyoruz. Ekrem İmamoğlu'nun milliyetçi hassasiyetleri hepimizden yüksek. Ekrem İmamoğlu'nun Türkiye'nin hakkını, menfaatini koruma noktasındaki hassasiyetleri hepimizden yüksek. Yani hiçbirimize yapışmaz ama Ekrem İmamoğlu’na bu casusluk suçlaması hiçbir şekilde yapışmaz. Olacak bir şey değil yani. Tabii bir yandan şunu da görmek lazım. Öyle bir noktaya geliyor ki AK Parti, aslında kendi suçunu bizim kucağımıza atıp kaçmaya çalışıyor.

Özel, şunları söyledi:

"Katar'dan Eurofighter almasını, daha doğrusu bir şekilde Eurofighter edinmesini destekliyorum. Almanlar bunu veto etmişlerdi. Katar'a da satarken şart koşuyor, benim onay vermediğim bir ülkeye satamazsın bunu diye. Bu vetoyu kaldıran biziz, Almanlara söyleyen. Alman Savunma Bakanı’yla görüşen, Şansölye yardımcısıyla görüşen biziz. Biz bunu söylediğimizde ilk önce mırın kırın ettiler. Sonra Alman hükümet sözcüsü dedi, Özgür Özel bunu destekledi diye. Şimdi İngiltere'den Türkiye Eurofighter alsın, eyvallah iyi çok hoş. Hatta sembolik uçuş gerçekleşecek Mürted  Üs’sünden, öyle gözüküyor, Eurofighter'larla. Ama bir yandan da bir İngiliz ajanı üzerinden bizi casuslukla suçluyorlar. Böyle şey olmaz. Böyle bir şey varsa ya İngiltere'yle diplomatik ilişkilerini gözden geçireceksin, bugünkü hava doğru değil ya da böyle bir şey yoksa bize böyle bir tane itirafçı üzerinden, olur olmaz şey üzerinden, iç politikada kullanmak üzere bu kadar ağır ithamlarda bulunmayacaksın. Bunu sadece şiddetle reddetmiyoruz; şiddetle reddetmek yetmez. Bunu kendilerine iade ediyoruz. Eğer bir ajanlık faaliyeti varsa veri sızdırmasıyla, bu bakanların ki başında Hakan Fidan gelir, ülkenin başındaki de Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak bu işten mesuldür."

BABACAN VE DAVUTOĞLU'NUN İFADELERİNE YANIT

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın AKİT TV'de kullandığı "CHP'yle bile oturduk, çalıştık biz” ifadeleriyle Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun "Cumhurbaşkanı yardımcılığı teklifi gelirse ne dersiniz?" sorusuna verdiği yanıta dair de konuşan Özgür Özel, Babacan'ın muhalefet söyleminin de bulunduğunu belirtti.

"Biz kimseye muhtaç değiliz, kimse bize muhtaç ve mecbur değil" diyen Özel, "Ama hepimiz bu ülkenin bu ızdırabını sona erdirmeye, bu seçmenin, vatandaşın sesini duymaya mecburuz. Bu mecburiyetler bizi bir yere getirecek ve bir araya getirecek, onu görüyorum" ifadelerini kullandı.

Özel, şunları söyledi:

"Türkiye'de; Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem muhafazakâr seçmende hem de merkez sağ seçmende, geçmişten gelen süreçler ve son dönemki kutuplaşma ikliminde, CHP'ye oy vermenin güçlükleri bir yana, onlar büyük oranda aşıldı ama, CHP'yle birlikte olmanın güçlüklerini sağ siyasetçiler bolca tarif ediyorlar. Bu da öyle bir tarif. Geçmişte de bazı liderler kendi ailelerinin dahi CHP'ye oy vermekte zorlandığını söylüyorlardı. Yalnız o konu hem anketlere baktığımızda hem 31 Mart seçim sonuçlarına baktığımızda, insanların artık Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verme noktasında o eski travmaları, kendilerince tarif edilen travmaları atlattıklarını gösteriyor. Biz de o yüzden bu çağrılarda bulunuyoruz. Sayın Babacan da hani o dönemde, yani CHP'yle bir araya gelme, bir masaya oturma, bir listede buluşma, aynı adayı desteklemek üzere CHP'yle bile buluştuk, aynı partide siyaset yaptıklarımızla da buluşabiliriz diye söylüyor. Akit TV'deki söyleşide bu kısmı ön plana çıktı.

Sayın liderlerin bu tespitleri yaparken kendi geçmişlerini inkâr edecek halleri yok. Sonuçta geçmişte de böyle şeyler konuşuldu. Zaman zaman yalanlandı, zaman zaman doğrulandı ama sonuçta bu liderler kendi geçmişlerini inkâr etmiyorlar. Ama AK Parti'nin bugün geldiği noktaya da bir hat çekiyorlar ve orada da itirazlarını dile getiriyorlar. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak zaten şunu çok açık olarak söyledik. Ben geçen seçimlerde ortaya konan Altılı Masa birlikteliğini işte şeytanlaştırma, hedefe koyma falan niyetinde değilim. Ama geçen seçim kaybedildi ve o seçimden öğrenmemiz gerekenler var. Doğruları tekrar etmek, yanlışları terk etmek lazım. Seçimin ertesi günü bir ittifak arayışına girmek ve altı partiyi birbirinden, belinden zincirle birbirine bağlayıp hadi şimdi yarışın demek yanlıştı. Nasıl ki eski parlamenter sistemde seçimlerden sonra 40 gün koalisyonlar konuşuluyorduysa, bu sistemde de seçimlere 40 gün değilse de belki birkaç ay kala herkesin kendini o güne kadar halka arz ettiği, gücünün belli olduğu noktada ittifakların konuşulması lazımdı. Ama benim sahada gördüğüm bir şey var. Erdoğan'dan, partisinden, partisinin uygulamalarından, Cumhur İttifakı’ndan ciddi şekilde mustarip bir seçmen kitlesi, Erdoğan'a yaklaşandan uzaklaşıyor. Bu yüzden de partiler sonuçta en reel, en doğru değerlendirmeyi kendi seçmenlerinin yönlendirmesiyle yapacaklar. Ve ben önümüzdeki seçimin otokrasi tarafında olanlarla demokrasi tarafında olanlar arasında yapılacağını düşünüyorum. CHP'yi de “Ben muhalefetin abisiyim, patronuyum değil, ben muhalefetin demokrasi tarafında olan güçlü bileşenlerinden bir tanesiyim” diye konumladığımı söylüyorum. Kimseye abilik, patronluk falan taslamadan bütün demokratlarla birlikte olmak istiyoruz. Kimseye mecbur değiliz, kimse de bize mecbur değil. Ama hepimiz bu milletin sesini duymaya mecburuz."

PKK'NİN SİLAH BIRAKMA KARARI

PKK'nin silah bırakma kararına dair konuşan Özel, bu karardan memnun olduğunu belirtti.

Özel, şunları söyledi:

"Birincisi ben terörün bitmesi, barışın gelmesi ve bu ülkenin kaynaklarının Kürt ve Türk çocuklarının geleceği için harcanması fikrine sahip birisi olarak, örgüt ‘ben Türkiye'den çekiliyorum’ diyorsa bundan memnuniyet duyarım. Bunda hiçbir şüphe yok. Ama bundan iktidar niye memnuniyet duyuyor? Onu anlamıyorum. Çünkü onlara göre Türkiye'de zaten terörist yoktu. Terör örgütü sıfırlanmıştı. Son terörist de burnunu bile çıkaramıyordu ve aslında teröristler sadece İBB'de kalmıştı. Soylu diyordu ki, “Türkiye'de 500’ün üzerinde terörist var, hepsi İBB'de” diyordu. “Geri kalan gitti” diyordu. O yüzden olmayan teröristin çıkmasına niye seviniyor AK Parti?  Ben Türkiye'nin gerçek meselesini gören, Kürt sorununu da gören, terör meselesini de gören bir yerden, dün yapılan açıklamaları olumlu olarak karşılıyorum.  Ama aslında AK Parti'den beklerdim ki bu açıklamayı lüzumsuz olarak karşılasın. Çünkü zaten olmayan bir terör örgütü çekiliyor diye niye seviniyorlar?"

"İMRALI ZİYARETİ KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORMUŞ AK PARTİ?"

Komisyonun İmralı'ya giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme ihtimaline yönelik bir soruyu da yanıtlayan Özgür Özel, "İktidar, iktidar gibi davranacak. Muhalefet, muhalefet gibi davranacak. Şimdi süreci başlatan ben değilim, yürüten ben değilim. Ben sadece tarihsel bir tutarlılık içinde bu sürece belli şartlarla destek veriyorum. Şimdi benim tarihsel tutarlılığımda sorun yok ama ortaya benim koyduğum perspektifle bugüne kadar gelinen nokta arasında bir açı var" dedi.

"Şimdi bana iktidarın yanıtlamadığı soruları soruyorlar" diyen Özel, sözlerini şöyşe sürdürdü:

"AK Parti, İmralı'ya gitme konusunda ne diyor? Gidiyor mu, gitmiyor mu? İsimleri belirlemiş mi? Heyete Meclis Başkanı Numan Bey başkanlık edecek mi? Veya ne olacak? Bunlar yanıtlanmadan dönüp Cumhuriyet Halk Partisine sor. Siz önce bir pozisyonlarınızı netleştirin. Ben günü geldiğinde pozisyonumu zaten netleştirdim, komisyon konusunda da diğer konularda da. Herkesin pozisyonu bir netleşsin. AK Parti’ye sorulmayan sorunun CHP'ye sorulmasını ben doğru bulmuyorum. Bugünkü süreçte, komisyonda arkadaşları görevlendirdik. Haftalık bilgilendirme yapıyorlar bize. Bize komisyondaki arkadaşlarımızdan ‘İmralı'ya gidilmesi isteniyor, bu konuda da AK Parti’nin tutumu bu, MHP’nin tutumu bu diye bir komisyon geri bildirimi gelmedi. Geldiği gün biz bunu kendimiz değerlendiririz ama esas AK Parti cevaplasın. İmralı ziyareti konusunda ne düşünüyormuş AK Parti?"

"TÜRKİYE BÜYÜK BİR FIRSAT KAÇIRIYOR"

CHP'nin komisyonda inisiyatif almaya ve zorlayıcı olmaya devam edeceğini ifade eden CHP lideri, "Bu konuda Türkiye büyük bir fırsat kaçırıyor. Şu kadarını söyleyeyim. Aslında bu kadar geniş bir mutabakatla kurulmuş bir Komisyon var. Bu Komisyon’dan beklentiler bu kadar yüksek" dedi.

Özel, Meclis'te kurulan komisyona ilişkin "Bizim masadan kalkmamızı en çok Tayyip Erdoğan istiyor. Bizim masadan kalkmamız ne soruna katkı sağlayacak ne ülkeye katkı sağlayacak. Bir tek onların birtakım basit çıkar hesaplarına katkı sağlayacak. Ben bu imkânı onlara sağlamak istemiyorum" yorumunda bulundu.

Özel, şunları ifade etti:

"DEM aslında meseleye daha geniş, muhalefet partileri çok daha geniş bir yerden bakıyor. Biz terörsüz ve demokratik bir Türkiye diye bakıyoruz. Bunlar terör örgütünün silah bırakması için belli kanunları söylüyorlar. Aslında bir yandan da kendilerini de yalanlayarak ilerliyorlar. Şöyle ki eskiden demişlerdi ki hiçbir pazarlık yapmadık. Şimdi, önceden pazarlığını yaptıkları birçok kanunun çıkma işini ortaya koyuyorlar. Ama kendilerinin gündeminde olmayan ve onların gündemine getirilmeyen birçok demokratik düzenleme ki Kürt sorununun kalıcı ve barışçıl çözümü buna aittir, bunları da görmezden geliyorlar. Milletten yüzde 95 oranında bir temsiliyet almış Meclis’in, bir siyasi parti dışında hepsinin katılım sağladığı bir komisyonun, Meclis Başkanı başkanlığında görev yapan bu kadar büyük komisyonun birçok sorunu çözebilecek ve demokratikleşme adımlarını atabilecek, aslında Türkiye'nin ekonomisine de sosyal hayatına da iç barışına da katkı sağlayabilecek böyle bir komisyonun, böyle bir kısıtlı aygıt gibi görülmesini sorunlu görüyorum. Bunun aşılması için Cumhuriyet Halk Partisi, Komisyon’da inisiyatif almaya ve bu konuda zorlayıcı olmaya devam edecek. Hatta burada dozu biraz daha önümüzdeki süreçte arttıracağız. Hem önümüzdeki birkaç haftaki çalışmalar hem de komisyonun rapor ve eylem aşamasına geçtiği süreçte."

TELE1 YORUMU: ÇÖKME GİRİŞİMİ

"Merdan Yanardağ AK Parti iktidarı döneminde resmen koleksiyon yapıyor" diyen Özel, Yanardağ'ın sürekli farklı şeylerle suçlandığına işaret etti.

Özel, "Bir casusluk eksikti. Şimdi casusluk da tamamlandı. Ama TELE 1’e kayyım atanması kadar haksız, hukuksuz, alçakça bir şey yok. Çünkü yani tut ki bir an için, değil ama kabul edelim, Merdan Yanardağ bir faaliyetin içinde. Kayyum atanabilmesi için o faaliyetle ilgili noktalar gerekir. Ya kameranın, canlı yayın aracının, canlı yayında konuşmanın neresi casusluk faaliyeti için kullanılan araç gereç olabilir? Bu ayrıca bir suçun şahsiliği ilkesi var. TELE 1 kendisinin değil. TELE1’de program yapıyor. TELE 1’in sahipliği işte kendisine ait değil. Kaldı ki bu konuda bir mahkeme kararı yok ortada. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı almış eline kılıcı. Burada yapılan şey, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de mitinglerini yayınlayan üç kanaldan biri, yani muhalefetin sesini duyan, duyuran üç kanaldan birine fırsat bu fırsat çökme girişimi. Başka hiçbir şey değil" ifadelerini kullandı.

DEVLET BAHÇELİ SORUSUNA YANIT

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye dair bir soruyu da yanıtlayan CHP lideri şu ifadeleri kullandı:

"Son görüştüğümüzden sonra Devlet Bey bize sert bir çıkış yaptı. Biraz AK Parti trollerinin ağzıyla, işte şikâyet eden CHP'li, şikâyet edilen CHP'li falan diye. Ben de ona karşı bir cevap verip, aman ha duymak istemediğimi, hak etmediğimi duyarsam hak ettiğinizi duyarsınız diye, Devlet Bey değil ama özellikle MHP'nin birtakım isimlerine özellikle gönderme yapmıştık. Şu ara Devlet Bey'in ve MHP'nin dilinde de o günkü sertlik yok. Ben MHP'den sertlik görmedikçe MHP'ye sertlik yapan birisi değilim ama partimin hakkını hukukunu da korumam lazım. En son mahkeme kararı da; şikâyet edenlerin CHP'li olmadığını, iftira atanların CHP'li olmadığını, CHP'nin kurumsal kimliğinin ayakta olduğunu tescil etti. Zaten Cumhuriyet Halk Partisinde de bir ayrışma yok. Varsa yüzde 99’a yüzde 1’lik bir ayrışma var. Partinin yüzde 99’u bir arada durmayı başardı bu süreçte. Ümit ediyorum, bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı özenli bir dil kullanılır, biz de aynı özenli dille cevap veririz."

YORUMLAR

  • 0 Yorum