Zindaşti davası çelişkilerle mütalaaya gidiyor

Zindaşti davası çelişkilerle mütalaaya gidiyor
22 Şubat 2023 - 14:05

İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerif Zindaşti, adamları ve kendisin bilgi sızdıran polislerin de aralarında bulunduğu 20 sanığın yanısıra İran istihbaratının hedefindeki aktivist Habib Chaab’ın kaçırılmasıyla ilişkilendirilen 13 sanığın yargılandığı dava mütalaa aşamasına geldi. Dosyada hâlâ giderilemeyen çelişkiler var.

İstanbul 40’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 11’inci duruşmaya yedi tutuksuz sanık katıldı. Tutuklu ve tutuksuz bazı sanıklar da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşmada davanın beş polis sanığıyla ilgili gizli tanık ifadesi alındı. Gizli tanığın görüntüsü ve sesi değiştirilerek salona aktarıldı. 

 

Tanık kamu görevlisi

Mahkeme başkanı Emre Binici, gizli tanığa İlhan Ünğan cinayetini kimin işlediğini sordu. Tanık bilmediğini söyledi. Başkan Binici, tanığa soruşturma aşamasında Ünğan’ı uyuşturucu kaçakçısı Urfi Çetinkaya’nın yanında çalışan birinin öldürdüğünü söylediğini hatırlattı. Tanık da görmediğini, duyumdan ibaret olduğunu aktardı. Tanık, polisler Erkan Kocabaş ve Güven Güzel’in İlhan Ünğan ile birlikte hareket ettiğini, Kocabaş’ın Zindaşti’ye hasım olduğunu bildiğini söyledi. 

Gizli tanığa sorular yönelten Erkan Kocabaş, kamu görevlisi olarak görev yapmaya devam edip etmediğini sordu. Gizli tanık bu soruya yanıt vermedi. Soruşturma kapsamında ifade vermeye nasıl talip olduğu sorusuna da yanıt vermedi. 

Hâkim de anlamadı

Gizli tanığın sesi salona bozulmuş şekilde aktarıldığından hâkim de zaman zaman tanığın söylediklerini anlamadı. 

Sanık polislerden Fatih Yılmaz söyleyecek bir şeyi olmadığını belirtirken polis Ergül Kapukaya’nın avukatı da tanığın duyumlarının kaynağının sorulması gerektiğini söyledi. 

Sahte kimlik meselesi 

Zindaşti’nin avukatı Hatip Mercan da daha önceki duruşmalarda dile getirdiği Zindaşti’nin kızının ölüm emrini verdiği iddia edilen ve Dubai’de öldürülen Çetin Koç’la ilgili sahte kimlik meselesini hatırlattı. İran başkonsolosluğundan gönderilen belgelere göre Çetin Koç, aslında Haydar Ahmadi sahte kimliğiyle Türk vatandaşı olan Parvis Kashavarz Omarabadi’ydi. Avukat Mercan, bir önceki duruşmada bu durumun araştırılmasını istemişti, ancak mahkeme suç duyurusunda bulunulması talebinin reddine hükmetmişti. Avukat Mercan, bu duruşmada da ilgili savcılık soruşturmasının akıbetinin sorulmasını istedi. 

 

Mahkeme adli kontrolü kaldırmayı unutmuş

İranlı aktivist Habib Chaab’ın kaçırılmasıyla ilişkilendirilen tutuksuz sanıklardan Hasan Yılmaz, karakola imza verme uygulamasının geçtiğimiz duruşma kaldırıldığını ancak emniyetten yine de imza vermeye çağrıldığını söyledi. Bu sırada mahkeme başkanı Binici, katibe yazdıkları müzekkereleri kontrol ettirdi. Yılmaz’ın adli kontrol kararının kaldırılmadığı ortaya çıktı. 

Mahkeme, ara kararında dosyanın esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderilmesine karar verdi. İki tutuklu sanığın tahliye talebini reddeden heyet, sanıklar Ekrem Öztunç, Ali Koçak, İlker Dağlı, Tolga Hakan Ceyhan, Naci Şerif Zindaşti hakkındaki yakalama kararlarının devam etmesini kararlaştırdı. Çetin Koç’un sahte kimlik kullanmasıyla ilgili de savcılığa yapılan suç duyurusunun akıbetinin sorulmasına karar veren heyet, bir sonraki duruşmanın 24 Mayıs’ta yapılmasına hükmetti. Mahkeme başkanı Binici, mütalaa hazırlanır, bir sonraki duruşmada da sanıklar süre istemezse karar duruşması olabileceğini duyurdu. 

İsmi 2007’de duyulmuştu

Ana davanın bir numaralı sanığı Zindaşti’nin ismi ilk olarak, 24 Eylül 2007’de İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde düzenlenen operasyonda 75 kilo eroinle yakalanıp tutuklanmasıyla gündeme gelmişti. Aynı yıl ‘FETÖ’den firari savcı Zekeriya Öz’e ifade veren Zindaşti, sonrasında ‘gizli tanık’lık şartıyla serbest bırakılmıştı.

Zindaşti 6 Nisan 2018’de, bu kez adının karıştığı 10 cinayet ve ‘FETÖ’ bağlantısı sebebiyle yeniden tutuklanmıştı. Altı adamıyla birlikte 11 Ekim 2018’de sürpriz biçimde tahliye edilen Zindaşti, saatler içinde sırra kadem basmıştı. 

Suçlamalar ne?

Davada Zindaşti’ye ‘tasarlayarak kasten öldürme’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘birden fazla kişiyle silahla tehdit’, ‘silahla kasten yaralamaya teşebbüs’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlamaları yöneltilirken, polis memurlarının da aralarında bulunduğu diğer şüphelilere ‘örgüt üyeliği, örgüt adına suç işlemek, suç üstlenme, verileri aykırı olarak ele geçirme, silahla tehdit ve görevi kötüye kullanma’ suçlaması yönlendiriliyor.

Türkiye ayağı

Habib Chaab’ın kaçırılmasıyla ilişkilendirilen 12 sanık ‘örgüt üyeliği’‘cebir, tehdit, hile ve silah kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve bu suça yardım etmekten yargılanıyor. Bu dosyada yargılanan kişiler Chaab’ın İran’a kaçırılması olayının Türkiye ayağıydı. Chaab, İran istihbaratına çalışan ama eskiden tanıdığı bir ajanın onu İstanbul’a çağırması üzerine kaçırılmıştı. Chaab şu an İran’da cezaevinde tutuluyor. 

‘Kuzu aracı oldu’ iddiası

Zindaşti’nin tahliye edilmesinde Kasım 2020’de Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden AKP’li anayasa profesörü Burhan Kuzu’nun aracı olduğu iddia edilmişti. Kuzu, yaşamını yitirmeden önce ortaya atılan bu iddialarla ilgili “Hâkimi aradım ama baskı yapmadım, ne gücüm ve forsum var ki” demişti. Kuzu hakkında ‘nüfuz ticareti’ suçundan beş yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı, ancak Kuzu hâkim karşısına çıkmadan yaşamını yitirmişti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum